Galata Kulesi, 528 yılında Bizans İmparatoru Anastasius tarafından inşa edilmiştir ve İstanbul'un Galata semtinin en önemli sembollerinden biridir. İstanbul Boğazı, Haliç ve İstanbul'un muhteşem manzaralarını izlemek için ideal bir noktadır. İlk olarak Fener Kulesi olarak inşa edilen bu yapı, dünyanın en eski kulelerinden biri olarak kabul edilir. Yerden çatıya kadar olan yüksekliği 69,90 metre olan Galata Kulesi'nin duvar kalınlığı 3,75 metre, iç çapı 8,95 metre ve dış çapı 16,45 metredir. Galata Kulesi'nin işlenmemiş moloz taşından yapıldığı ve yaklaşık 10.000 ton ağırlığında olduğu belirlenmiştir.

Bizans döneminde deniz malzemeleri için depo olarak kullanılan Galata Kulesi, İstanbul'un Fethi'nden sonra gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman döneminde zindan olarak hizmet veren kule, daha sonra yangın kulesi olarak da kullanılmıştır. IV. Murad zamanında ise donanma malzeme deposu olarak işlev görmüştür. Günümüzde ise turizm tesisi olarak hizmet vermektedir.

Galata Kulesi ile ilgili araştırmalar, tarihte çeşitli intihar olaylarının yaşandığını ortaya koymuştur. 1876 yılında bir Avustralyalı, nöbetçilerin dalgın bir anında kendisini kuleden aşağı atarak intihar etmiştir. Ünlü şair Ümit Yaşar Oğuzcan'ın 15 yaşındaki oğlu Vedat Oğuzcan da 6 Haziran 1973'te kendini kuleden aşağı atarak intihar etmiştir. Bu trajik olay sonrasında Ümit Yaşar, "Galata Kulesi" adlı şiirini yazmıştır.

Galata Kulesi, İstanbul'a gelen turistlerin mutlaka görmesi gereken, ulaşımı oldukça kolay sağlanan muhteşem bir manzaraya sahiptir. Günümüzde üst katlarda cafe ve restoran bulunmaktadır. Ayrıca, Galata Kulesi'nden Üsküdar'a kadar kendi yaptığı kanatlarla uçan Hezarfen Ahmed Çelebi'nin bu başarısı, kulenin ve kendisinin adını uzun yıllar boyunca İngiltere'de bile duyurmuştur. Günümüzde bilim adamları tarafından herhangi bir çalışma yapılmamakla birlikte, kule turistler tarafından gezilip görülen önemli bir tarihi eser olarak bilinmektedir.

Galata Kulesi'nin bazı önemli özellikleri şunlardır:

Galata Kulesi, İstanbul'un tarihi ve kültürel mirasının önemli bir parçası olarak, ziyaretçilerine geçmişin izlerini sunmaya devam etmektedir.